Oyuncumuz Emre Belözoğlu FB TV'de Fatih Demirkol'un hazırlayıp sunduğu "Kamp Günlüğü" programına konuk oldu. Emre Belözoğlu yeni sezon hazırlıkları, takımımızın son durumu ve hayatıyla ilgili soruları yanıtladı.
"Sezon öncesi kamp performansımı arttıracak"
Emre, yeni sezon hazırlıklarının nasıl gittiğiyle ilgili olarak "Gerçekten zorlu bir kamp dönemi geçiriyoruz. 3 sezondur sezon başı kampı yapmayan bir futbolcu olarak oldukça zorlanıyorum. Bu durumdan tatil döneminde bile koşu yapan bir insan olarak pek de şikayetçi değilim ancak bizi esas zorlayan şey sıcak. Özellikle son 2 – 3gündür bizim idman yaptığımız saatlerde sıcaklık artıyor. Yinede idmanlar keyifli geçiyor" diye konuştu.
Sezon başı kampının önemi ile ilgili olarak Emre şunları söyledi: "Futbolun içinde olup çimin kokusunu almış herkes bilir ki; futbolcu için sezon öncesi kampı büyük öneme sahiptir. Ben de 2 sezon üst üste bileğim kırıldığı için diğer sezonda da askere gittiğim için kamp yapamamıştım. Ben sezon başı kamplarının bir futbolcu için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sezon içinde devamlı maç yapan bir oyuncunun sezon başı kampı yapmış olması performansını olumlu yönde etkileyecektir. Ben herkesin beklediği sezon başında kamp yapmış Emre'nin farklılığını herkese hissettireceğimi umuyorum. Artık geçen sezonun ikinci devresinden itibaren sergilediğim çıkışı bu sezon başı kampı ile pekiştirmenin bir şans olduğunu düşünüyorum."
"Başarısızlıklar futbolcu kaynaklıdır"
İdmanlarda kendisine hocanın verdiği sorumluluklarla ilgili olarak sorulan bir soruya oyuncumuz, "Yapım bu sorumluluğu kaldıracak durumda. Yıllarca çocukluğumdan beri sorumluluk altında oldum. Uzun yıllar büyük camialara hizmet ettim. Şu anda da büyük bir camianın içerisinde bulunuyorum. Hocamızla olan diyaloglarda hocamız bana lider oyuncu olduğumu hissettiriyor. Görüşmelerimizde de sadece bana değil gerçekten kaliteli takımımızda bir çok oyuncu var, onlara da bunu hissettiriyor. Benden beklenileni, saha içindeki performansım ve saha dışındaki hal ve hareketlerimle ilgili her şeyi yapmaya hazırım. Saha içi ve dışındaki hatalarımdan ders alarak elimden geleni yapmaya hazırım. Sorumluluk almaktan çekinmeyen bir yapıya sahibim. Kötü giderken de sorumluluk almayı bilen oyunculara sahibiz. İnşallah öyle durumlar ve kötü periyotlar yaşamayız… Her şey iyi giderken sorumluluk almak daha kolay oluyor" şeklinde yanıt verdi.
Daum'un takımımızın başına geçmesiyle nelerin değiştiği konusunda Emre, "Antrenmanların daha keyifli olduğunu herkes görüyor. Biz idmanlardan daha çok keyif alıyoruz. Sözlerimin yanlış anlaşılmasını istemem. Aragones ile olan dönemde de ben keyif alarak çalıştım. Kendisiyle çalışmaktan çok büyük gurur ve onur duydum. Onun olduğu kadar bizim de hatalarımız oldu. Sonuçta hepimiz insanız. O dönemde en önemli neden bence sporcuların performansları sıkıntı yaratıyordu. Bence başarı ve başarısızlıklarda genellikle olay futbolcudan kaynaklıdır. Hocayla ilgili yorum yapmak istemiyorum ama yeni hocamızla her şeyin değiştiği aşikar. Herkes idmanlardan keyif alıyor. Bununla birlikte bence disiplin adına Daum bu takıma sembol olmuş bir isim. Kendisiyle daha önce çalışmış arkadaşlarımızda aynı şeyleri söylüyorlar. Buraya ciddi bir disiplinin hakim olduğu bir gerçek. Takım içinde bunu net bir şekilde hissedebiliyorum. İdmanların temposu biraz yüksek, bunun sıkıntısını yaşayanlar olabilir ama gayet memnunum. Bazı şeyler gerçekten değişti. Bunu hissedebiliyorum" diye konuştu.
"Takım içi arkadaşlık olduğunda forma daha farklı sahiplenilir"
"Daum ilk geldiği günden bu yana 'Şampiyon takımın oyuncususunuz' gibi açıklamaları var bu konuda ne düşünüyorsun" şeklindeki soruya oyuncumuz, "Hoca isteğini bize ilk günden itibaren net bir şekilde ifade etti. Hatta bir toplantıda Roberto Carlos'u örnek göstererek "Chelsea maçından önce biz onlardan daha iyiyiz" demiştin dedi. Bizim başımızdaki insanın bizi böyle motive etmesi çok önemli. Bu bize özgüven veriyor. Takımımızda özgüvenin en üst noktaya çıkmasıyla performansımızın da aynı oranda artacağını düşünüyorum. Ayrıca Daum çok deneyimli bir isim. O yüzden Fenerbahçe'nin bulunduğu her kulvarda şampiyonluk ve kupadan başka hedefi olamaz. Başımızdaki kişinin bu denli başarıyı istemesi bizi artı motive edecektir. Bunun yansımalarını ilk maçtan itibaren alacağımıza inanıyorum" yanıtını verdi.
Emre, "Takım olgusunun önemine hep önem veriyorsun, tam bir takım olduğumuzu söyleyebilir miyiz" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bazı şeyleri söylemek için çok erken ama ben önemli değişiklikler olduğunu düşünüyorum. Başta buradaki herkes yetenekli oyuncular ki Fenerbahçe bizi bünyesine kattı. Michael Jordan'ın çok önemli bir söz vardır; "Yetenek maç kazandırır, takım ruhu şampiyonluk getirir." Çok doğru bir sözdür. Oluşturmamız gereken ortam; bir takım oluşturmak ve herkesin bu takımın formasını benimsemesini sağlamak. Yaşlısı genci herkes için geçerli. Bunun yansımasının olacağını düşünüyorum. Arkadaşıyla yakın ilişki içinde olursa başarı gelir. Örneğin Alex'in kaptırdığı topa canla başla koşmak bana zevk verir çünkü onunla çok iyi bir ilişki içindeyim. Semih'le de çok iyi ilişki içindeyim onun için de aynı şey geçerli. Arkadaşlığınız iyi olursa herkes birbiri için mücadele etmekten keyif alacaktır. Benim bahsetmeye çalıştığım konu buydu. Takım içi arkadaşlık oluştuğunda herkes formayı daha farklı bir şekilde sahiplenir. Herkesin birbirine çok büyük saygı ve sevgisi olması takım ruhunu bir adım öteye taşıyacaktır. İbre aşağıya doğru değil yukarıya doğru gittiği için yüzümüzü güldürecek pozitif düşünmeye iten bir ortam olduğu için gittikçe daha da iyi olacağız."
"Herkes arkadaşının nasıl oynayacağını düşünerek oynamalı"
Maçta nasıl bir taktik uygulanacağı ile ilgili olarak Emre, "Tahminimce hocamızın değişikliğe açık bir yapısı var. Tam olarak format ile ilgili bir toplantımız olmadı. Fenerbahçe'nin beklediği o çok mücadele eden takım ve oyuna her zaman atak oynayan bir takım bekliyor. Çalışmalar bu doğrultuda gidiyor. Kazanmaya dayalı bir futbol oynayacağız. Takımımız kazandığında daha özgüvenli bir hale geliyor. Kazanmak üzerine kurulu bir takım ortaya koymayı hedefliyor. Atak oynayan bir takımda oynamak her futbolcunun isteğidir. Geçen sene belli periyotlarda oynadığımız ve benim oynadığım diğer takımlarda da aynı oyun şekli vardı" yanıtını verdi.
Daum'un zamanlamaya verdiği önemle ilgili bir soruya oyuncumuz "Hocamız fundamentali yüksek olan oyuncular istiyor. Futbol çok hızlandı. Artık top gelmeden düşünmeniz gerekiyor. Zaman artık 2-3 opsiyon oluşturmanız gereken bir zaman. Böyle yeteneklerinizin olması gerekiyor ki böyle büyük takımlarda oynayabilesiniz. Çabuk oynamak acele ile karıştırılmadığı sürece önemlidir. Genelde sporcu röportajlarını okurum. Zidane'ın bir röportajda "Beni diğer oyunculardan ayıran özellik nedir diye sorarsanız: Herkes top gelmeden kime atacağını düşünür. Ben topu atacağım adamın topu nereye atacağını düşünerek oynarım" demişti. Bu futbolcunun verebileceği en önemli cevap. Oluşturulmak istenen kavram bu. Herkes arkadaşının nasıl oynayacağını düşünerek oynamalı. Hem bireysel hem de takım performansı adına herkesin beklediğini yaparız" yanıtını verdi.
"Gençlere yardımcı oluyoruz"
Genç oyunculara idmanda çok ilgi göstermesi onlara yol göstermesinin sorulması üzerine Emre, "Ben de onların geçtiği yollardan geçtim. Daha yaşınız 17-18'se ister istemez tutunacak bir dal ararsınız. Onlara her anlamda destek olmak gerekiyor. Genç oyunculara sahip çıkılırsa bu oyuncular Fenerbahçe formasını daha çok sahipleneceklerdir. Bu genç yaşta şans verilirse hem kendilerine hem de Fenerbahçe'ye bu durumun yansıması olacaktır. Mesela bir Gökhan Gönül… Bence şu anda Türk futbolunun en önemli futbolcularından bir tanesi… Genç oyuncularımız formayı sahipleneceklerdir. Kendimi onlara destek verme zorunda hissediyorum. Çünkü hem onların geçtiği yoldan geçtim hem de en ufak bir hatada morallerinin bozulabileceğini biliyorum. En ufak bir şut hatasında "Eyvah ben ne yaptım" diyebiliyor. Ya da Alex ve Roberto Carlos gibi önemli futbolcularla oynadığını düşünüyor… O periyodu onlar için kolaylaştırmaya çalışıyorum. Bir de hiçbirimiz Maradona değiliz. Hepimizin eksikleri var. Hepimizin düzeltebileceğimiz özelliklerimiz var. Hiçbirimizin mükemmel olmadığımızı çok çalışmanın semeresi göreceklerini söylüyorum. Ben de artık çok genç bir futbolcu değilim, 30 yaşıma yaklaşmış bir futbolcuyum. Ekstra bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Saygıda kusur etmiyorlar. İçimden geldiği için onların sıkıntı yaşamadan geleceklerine bakmalarını isterim" dedi.
Türkiye'de genç oyunculara gerekli sabrın verilmediğine dikkat çeken Emre, "Bizde genç oyuncularımıza pek gerekli önemi vermiyorlar. Yurtdışında oynamış bir futbolcu olarak Avrupa'da genç yeteneklere nasıl davranıldığını gördüm. Onlar genç futbolcularını civciv gibi avuçlarının içinde besliyorlar. Hatayı her insan yapıyor diyorlar. İnsan olduğu için önce değer veriyorlar sonra futbolculuğu geliyor. Sonuçta hepimiz öncelikle insanız daha sonra yetenekliyiz. Avrupa'da olaya böyle bakıyorlar umarım bizde de böyle bakılmaya başlanır" dedi.
"Çok iyi mücadele eden bir takım olmak zorundayız"
Şampiyonluk yarışı ve fikstür ile ilgili olarak Emre, "Herkes tabii ki şampiyonluk adına elinden gelen tüm mücadeleyi gösterecektir. Türkiye'de özellikle belki insanlar beni yanlış anlayabilir ama maçlarda taktiksel bir savaş ortaya çıkmıyor. Kim daha çok mücadele ederse ki her takım da kendi yapısına ve bütçesine göre oyuncular ve skoru belirliyor. Ama en önemlisi mücadele etmek. Geçen sene bunu yaşadık. Altı haftaya 4 mağlubiyet ile geldik. Belki o 4 mağlubiyet yerine 4 galibiyet almış olsaydık 6'da 6 yapsaydık farklı bir şekilde lig bitebilirdi. O 6 hafta önemli bir örnektir. Çok iyi mücadele eden bir takım olmak zorundayız. Ondan sonra işler yoluna girecektir. Çünkü yetenekli oyuncu anlamında diğer takımlara göre sayısal üstünlüğümüz var. Yüreğimizi ve hırsımızı ortaya koymalıyız. Bunu ortaya koyarsak zaten herkesin beklediği Fenerbahçe ortaya çıkacaktır. Bazen öyle maçlar oluyor ki formanız bile size maç kazandırabiliyor. Ama mücadele etmemiz lazım. Biz geçen sene bunu bazı maçlar dışında gösteremedik. Bu yıl ilk maçtan itibaren mücadele eden bir Fenerbahçe olursa yetenekli yanlarımızı da sergileriz" diye konuştu.
"Geçen seneki aldığımız sonuçlardan gerekli dersleri aldık mı?" sorusuna oyuncumuz, "Bunu maçlar başladığında göreceğiz. Geçen sene yaşanılan üst üste maç kaybetme durumu – ki bizim gibi büyük bir takımın böyle bir lüksü olmamalı- bizde bir özgüven eksikliği oluşturdu. Bu sene iyi bir sezon başı kampı yapıyoruz sezona da iyi başlarsak özgüveni tekrar kazanıp çok daha farklı yerlere gideceğimize inanıyorum. Olumlu yönde çok fazla gelişme var. Çok fazla bir şeyleri net konuşmak adına erken ama olumlu gelişmeler var" yanıtını verdi.
Avrupa Ligi'nde oynayacağımız maçlarla ilgili ise Emre, "Fenerbahçe'nin hedefi her zaman en uç noktaya gitmek. Avrupa Ligi'nde ilk hedefimiz tabii ki gruplara kalmak. Devamında da gruptan çıkıp gidebildiğimiz yere kadar gitmek. Sonuçta büyük hedefler koymanız gerekiyor. Ama büyük hedefleri koymak yeterli değil. Bu büyük hedefleri koyup bunun farkına varıp çok çalışmak da gerekiyor. İnşallah bunu başarırız. Herkesin olduğu gibi biz futbolcuların da hedefi Fenerbahçe'nin yarıştığı her alanda şampiyonluk ve kupa kazanmasıdır" diye konuştu.
"Şampiyonluklar kazanacağız"
"Taraftarlarımıza yeni sezon ile ilgili nasıl bir mesaj vermek istersin?" sorusuna Emre, "Fenerbahçe'ye ilk geldiğimde de söylemiştim: "Aynası iştir, kişinin lafa bakılmaz. Çok kendini anlatan insanları takdir etmem. Kendi işinde konuşan onu icraata döken insanlar bence makbuldür. Göstereceğimiz performans umarım takımımızı sevindirir. Camiamızın büyüklüğünün bilincinde olan bir takımımız olacaktır. Kupalar şampiyonluklar kazanacağımıza inanıyorum" yanıtını verdi.
Emre son olarak evlilik hayatının nasıl gittiği sorusuna şu yanıtı verdi: "Daha düzenli yemek yiyorum, uyku düzenim ve hayatım daha yoluna girdi. Ben uyku sorunu yaşayan bir insandır ama bu sorun ortadan kalktı. Sorumlulukları olan bir kurum evlilik… Çok memnunum hayatımdan. Bir futbolcunun hayatında evliliğin çok büyük önemi var. Evlenmek için evlenmek, doğru bir şey değil. İş hayatını olumlu etkilesin diye evlenmek doğru değil. Doğru insanı bulduğunda evlenmek lazım. Bir de bebeğimiz olursa mutluluğumuza mutluluk katılır."